BLOG
KATEGORİDEKİ DİĞER YAZILAR
Günlük hayatımızda birçok kozmetik ürünü, deterjan, sabun, biyosidal ürün gibi farklı kimyasallar içeren ürünleri kullanmaktayız. Cilt hassaslığına bağlı olarak farklı yan etkiler gösteren bu ürünler tüketiciye ulaşana kadar çeşitli test ve analizlerden geçmektedir. Bu testlerin başında “İrritasyon Testleri” gelir.
İrritasyon; bir malzeme ya da kimyasalın ciltte, mukozal dokularda oluşabilen lokal tahriş olarak tanımlanabilir. Cilt ile temas eden kimyasal bazlı ürünlerin oluşturabileceği cilt rahatsızlıkları nedeniyle irritasyon testleri gerçekleştirilmektedir.
İrritasyon testleri; kozmetik ürünlerin yanı sıra son günlerde pandemi dönemi sürecinde çok miktarda kullanılan biyosidal ürünler için de gerçekleştirilmektedir. Özellikle el ve yüzey dezenfektanlarında, antiseptiklerde irritasyon testleri gerçekleştirilen zorunlu testlerdendir.
Aynı zamanda biyosidal ürünlerin ve kozmetiklerin satış izinlerini almaları için gerçekleştirilen irritasyon testleri ürün özellikleri doğrultusunda belirli standartlar kapsamında akredite laboratuvarlarda gerçekleştirilmelidir.
İn vivo cilt tahrişini belirlemek için kullanılan bir yöntem olan “İrritasyon Testleri”, insan epidermisi (RhE) dokularında hücre canlılığının mekanik olarak ölçümü ile gerçekleşir. Bağıl canlılığı ≤% 50'ye düşüren kimyasallar tahriş edici (ve potansiyel aşındırıcı) olarak sınıflandırılırken,>% 50 görece canlılıkla sonuçlananlar cildi tahriş edici olarak sınıflandırılmaz.
Sonuç olarak irritasyon testleri, piyasadaki kozmetik, biyosidal ürünlerinde gerçekleştirilen önemli analizlerdir. Akredite ve yetkili laboratuvarlarda gerçekleştirilmesi gereken insan sağlığı açısından da önemli analizlerdendir.