BLOG
KATEGORİDEKİ DİĞER YAZILAR
Azot oksitleri (NOₓ), azotmonoksit (NO) ve azotdioksit (NO₂) gazlarının ortak adıdır. Bu gazlar, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkar ve hava kirliliğine önemli katkılarda bulunur. NOₓ emisyonlarının ölçümü, çevre sağlığı ve hava kalitesi standartlarına uygunluğun kontrolü açısından kritik bir süreçtir.
Hava kirliliği, asit yağmurları, ozon tabakasının incelmesi ve küresel ısınma gibi çevresel problemlerin temelinde NOₓ emisyonları yatar. NOₓ salınımının başlıca kaynakları, özellikle şehirleşmiş bölgelerde, trafik, endüstriyel faaliyetler ve enerji üretimi gibi süreçlerdir. NOₓ emisyonlarının düzenli olarak ölçülmesi ve kontrol edilmesinin nedeni, solunum sistemine zarar verebilecek bir gaz olması ve insan sağlığı için doğrudan bir tehdit oluşturmasıdır.
Azotoksitler (NOx), havayı kirleten kimyasal bileşiklerin ilginç ve önemli bir ailesidir. Azotoksitler, yedi bileşikten oluşan bir gruptur. Bunlar arasında azotdioksit (NO2), insan faaliyetleri ile üretilen atmosferdeki en yaygın azotoksit formudur. Azotdioksit sadece kendi başına önemli bir hava kirleticisi değildir, aynı zamanda atmosferde ortam havasında bulunan ozon ve asit yağmuru oluşturmak için reaksiyona girmektedir.
Atmosferin üst tabakasını oluşturan ozon ise, güneşten gelen iyonlaştırıcı radyasyondan yerküreyi korumaktadır. ABD Çevre Koruma Kurumu (EPA), bu ozon ve azotdioksitler için standartlar oluşturmuştur. Kamu sağlığını ve kamu refahını, kirliliğin bilinen veya beklenen olumsuz etkilerinden korumak için hava kalitesi seviyelerini tanımlamaktadır. Azotdioksit için belirlenen sınır değer, milyonda 0,053 partüküldür.
Azotoksitler, havadaki en bol nitrojen oksitlerdir. Yanmadan kaynaklanan azotoksit emisyonları esas olarak azotmonoksit formundadır. Topraktan, yıldırımdan ve doğal yangınlardan kaynaklanan azotmonoksit dışında azotoksitler, büyük ölçüde insan aktivitesi ile üretilmektedir. Biyojenik kaynaklar, genel olarak toplam azotmonoksit emisyonlarının yüzde 10 kadarını oluşturmaktadır. Motorlu araçlar, salınan azotoksitlerin yaklaşık yarısına katkıda bulunmaktadır. Elektrik santrali kazanları, sabit kaynaklardan azotoksitlerin emisyonlarının yaklaşık yüzde 40’ını üretmektedir.
Azotdioksit atmosferde ve asit yağmurunda bulunmaktadır. Suda çözündüğünde nitrik asit üretmektedir. Mevcut ozon konsantrasyonu, hem azotoksit hem de uçucu organik bileşik (VOC) kirliliğinin ürünüdür.
Kırılma Infrared (IR) Spektroskopisi: NOₓ gazlarının kızılötesi ışık ile etkileşme durumunu ölçer. IR spektroskopisi, gazların moleküler yapısına dayalı olarak emisyonları tayin etmek için oldukça etkili bir yöntemdir.
Kimilüminesans Dedeksiyonu (CLD): CLD, azotmonoksit ve azotdioksit ölçümünde hassas bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. NO gazı, ozon ile reaksiyona girerek bir ışık enerjisi yayar. Bu yayılan ışık, dedektörler tarafından ölçülerek NO konsantrasyonu belirlenir.
Gaz Kromatografisi (GC): Gaz kromatografisi, NOₓ emisyonlarının bileşimini ayrıştırarak analiz eden bir yöntemdir. GC, NOₓ gibi gaz karışımlarının doğru ve detaylı şekilde incelenmesini sağlar.
Elektrokimyasal Sensörler: NOₓ gazlarını tespit etmek için kullanılan elektrokimyasal sensörler, yanma proseslerinden kaynaklanan emisyonları ölçer. Düşük maliyetli ve taşınabilir olması nedeniyle sahada anlık ölçümler için tercih edilir.
UV-Flüoresans Yöntemi: NO₂ gazları, ultraviyole (UV) ışınlar altında floresans yayar. Bu yöntemde yayılan ışık miktarı, NO₂ konsantrasyonunun bir göstergesi olarak kullanılır. UV-flüoresans yöntemi, düşük yoğunluktaki NO₂ ölçümleri için etkilidir.
Nano-lab Laboratuvarlar Grubu, Azotmonoksit (NO), Azotdioksit (NO₂) ve NOₓ Emisyonlarının Tayini kapsamında hizmet vermeye devam etmektedir. Aynı zamanda Çevre Analizleri konusunda da hizmet vermekteyiz.
Daha fazla bilgi için bize ulaşın.