BLOG
KATEGORİDEKİ DİĞER YAZILAR
Gıda sektöründe ambalaj, gıdanın besleyici özelliğini ve tazeliğini koruyabilmesi durumuna göre değerlendirilir. Ayrıca ambalajdan gıdaya zararlı madde geçişi olmamalı, gıda ile temaslarda güvenli olarak belgelendirilmiş ambalaj seçilmelidir. Tüketici sağlığını korumak için yapılan bu çalışmaların dışında çevre koruması için de alınması gereken önlemler vardır. Bu kapsamda yürütülen birçok çalışmanın kapsamı kısaca; doğada yok olmayan malzemelerin kontrol altına alınmasıdır. Son yıllarda bilinçli her tüketici ambalaj ya da ürün seçiminde çevre dostu seçeneklere yöneliyor.
Detaylara girmeden önce “ambalaj nedir, gıda sektöründeki yeri ve önemi nedir?” sorularına cevaplar bulalım.
Temel görevi içerdiği ürünü dış etkenlerden korumak olan, kullanım alanına göre cam, plastik, kağıt gibi farklı materyallerden üretilebilen, pazarlama alanının da önemli bir parçası durumundaki malzemeler ambalaj olarak adlandırılır.
Ambalaj kozmetik, ilaç, tekstil, aksesuar ve daha sayamayacağımız birçok tüketici ürünlerinde vazgeçilmezdir. Bu ürünler dışında kalan gıdalar için ise ambalaj seçiminde daha farklı parametreler devreye giriyor.
Bir gıdanın üretim sonrası depolama, taşınma ve tüketiciye ulaşması sürecinde tazeliğini, besin değerini, kalitesini ve güvenliğini koruyabilmesi yüksek oranda ambalaj seçimine bağlıdır. Seçilen ambalajın gıda çeşidine uygunluğu (sıvı ya da katı olması), gıda güvenliği açısından zararlı maddeleri içermemesi ve migrasyon yoluyla gıdaya geçişin olmaması, fiziksel olarak sızdırma yapmaması (delik, yırtık olmamalı), çevresel şartlara karşı dayanıklı olması (taşınma, nakliye) aranan özelliklerden bazıları.
Peki, bu şartları sağlayarak gıda ambalaj üreticilerinin görevleri bitiyor mu? Günümüzün, hatta geleceğimizin en büyük sorunu olan geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik açısından ambalaj üreticileri neler yapıyor? Dünya’da bu konuda yapılan çalışmalar nelerdir?
Çevresel olarak kaynaklarımızın hızla tükendiği bu zamanlarda, tüketici taleplerine uygun olarak, fonksiyonel açıdan sürekli yenilenen ambalajların çevreye verdiği zararın da azaltılması gerekir. Bu konuda sıklıkla tercih edilen petrol esaslı plastik malzemelere alternatifler bulunmalı. Düşük ağırlıklı, esnek, dayanıklı, geri dönüştürebilir, hatta tekrar kullanılabilir olmasına rağmen çevre kirliliğine neden olması kullanımlarının azaltılması yönünde çalışmalara neden olmuştur. Bu durumda biyobozunur ambalajlar alternatif olarak karşımıza çıkıyor.
Yüksek biyoçözünürlükte olması, yenilebilir karbon kaynaklarından ve bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve bakteriler gibi canlı organizmalar tarafından üretilmesi nedeniyle çevre dostu olan biyoplastikler, ekolojik açıdan sürdürülebilir alternatifler sunar.
Bilinen ve yıllardır kullanılan geleneksel plastikler gibi geniş kullanım alanlarına sahiptir. Temel olarak avantajlarını sıralayacak olursak;
Biyobozunur Polimerlerin Sentezlerine Bağlı Olarak Sınıflandırılması
Sınıf |
Tanım / Açıklama |
Örnekler |
Doğal Polimerler |
Doğrudan doğadan elde edilen, kimyasal modifikasyon gerektirmeyen biyopolimerler. |
Nişasta, Selüloz, Kitosan, Jelatin |
Doğal Polimer Türevleri |
Kimyasal olarak modifiye edilen doğal kaynaklı polimerler. |
Selüloz asetat, Karboksimetil selüloz |
Mikrobiyal Kökenli Polimerler |
Mikroorganizmalar tarafından biyoteknolojik yollarla sentezlenen polimerler. |
PHB (Poli-hidroksibutirat), PHA (Poli-hidroksialkanoat) |
Kimyasal Yolla Sentezlenen Biyobazlı Polimerler |
Yenilenebilir kaynaklardan (bitkisel yağlar, şekerler vs.) elde edilen monomerlerle kimyasal sentezle üretilen polimerler. |
PLA (Polilaktik Asit), PBS (Polibütilen süksinat) |
Petrokimyasal Kökenli, Biyobozunur Polimerler |
Fosil yakıtlardan elde edilmesine rağmen biyolojik olarak parçalanabilen polimerler. |
PCL (Polikaprolakton), PBAT (Polibütilen adipat tereftalat) |
Biyoplastikler, doğadan üretime, kullanıma ve tekrar doğaya dönüşü nedeniyle çevre dostu bir döngüye sahiptir. Örnek olarak nişastadan üretim üzerinden ilerleyecek olursak;