BLOG
KATEGORİDEKİ DİĞER YAZILAR
Toplam katı madde, suyun içinde çözünebilen veya çözünebilen maddeler dışında kalan, genellikle fiziksel formda bulunan tüm katı maddeleri ifade eder. Atık sularda bu maddeler genellikle askıda katılar (suda askıda bulunan katı maddeler), çözünebilen katılar (suda çözünebilen, ancak sonra çökelme yapan maddeler) ve çökmeyen katılar (suda çözünmeyen maddeler) olarak sınıflandırılır. Bu katı maddeler, suyun kirlenmesine yol açan ve su kalitesini doğrudan etkileyen önemli bileşenlerdir.
Sediment maddeleri, kaya zerreleri, çamur ve kil maddeleri, kolladial organik madde parçaları ve planktonlardan ibaret olan, atık su numunesinde çökebilen ve çökmeyen katı maddelerin toplamı “Toplam Katı Madde” olarak tanımlanır. İnsan faaliyetler ve tarım arazilerinde meydana gelen erozyon askıda katı madde miktarını artırabilir.
Toplam katı madde tayini, suyun içinde bulunan bu maddelerin miktarını ölçerek, suyun arıtma ihtiyacını ve mevcut çevresel etkilerini belirlemeye yardımcı olur.
Atık sularda toplam katı madde tayini, su arıtma ve çevre koruma süreçlerinin denetlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu analizlerin yapılmasının başlıca sebepleri şunlardır:
Su Arıtma Süreçlerinin Verimliliğini Değerlendirme: Su arıtma tesislerinde, suyun arıtılması sırasında katı maddelerin uzaklaştırılması sağlanır. Atık sularda toplam katı madde tayini, arıtma tesislerinin etkinliğini ölçmek ve arıtma sürecindeki eksiklikleri belirlemek için kullanılır. Eğer arıtma süreci yetersizse, daha fazla önlem alınması gerekebilir.
Çevre Kirliliğini Önleme: Atık sularda yüksek miktarda katı madde bulunması, su kirliliğine yol açabilir ve çevreye zarar verebilir. Bu maddeler, suyun oksijen seviyelerini düşürebilir, su ekosistemlerine zarar verebilir ve sularda yaşayan canlıların yaşam alanlarını bozabilir. Toplam katı madde tayini, bu maddelerin çevreye verilen zararı belirlemenin bir yoludur.
Atık Su Yönetimi ve Yasal Düzenlemelere Uyumluluk: Birçok ülkede, atık su deşarjlarının çevresel sınırlar içinde tutulması gerekmektedir. Toplam katı madde tayini, bu sınırların aşılmadığını ve atık suyun yasal düzenlemelere uygun olduğunu denetlemeye yardımcı olur.
Toplam katı madde tayini için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, genellikle su örneklerinin fiziksel olarak işlenmesi ve ardından katı maddelerin ölçülmesiyle gerçekleştirilir. En yaygın kullanılan yöntemler şunlardır:
Gravimetrik Yöntem (Ağırlık Yöntemi): Gravimetrik yöntem, toplam katı madde tayininde en yaygın kullanılan tekniktir. Bu yöntemde, belirli bir hacimdeki su örneği önceden tartılmış bir filtre kağıdına süzülür. Ardından, süzülen katı maddelerin kurutulması sağlanır ve kalan kuru katı madde ağırlığı ölçülerek toplam katı madde miktarı hesaplanır. Bu yöntem, oldukça doğru sonuçlar verir ancak zaman alıcıdır.
Filtrasyon Yöntemi: Bu yöntemde, su örneği özel filtrelerden geçirilir. Filtrasyon sonucu toplanan katı maddeler kurutulup tartılarak toplam katı madde miktarı hesaplanır. Filtrasyon yöntemi, suyun içerisindeki askıda katı maddeleri ölçmek için oldukça etkili bir yöntemdir.
Hacimsel Yöntem (Tuzlu Su Yöntemi): Hacimsel yöntem, su örneğinin belirli bir hacimde çözünmüş olan katı maddelerin belirli kimyasal reaksiyonlar sonucunda tükenmesini sağlar. Sonuç olarak, bu metot suyun içinde çözünmüş katı madde miktarını ölçer.
Spektrofotometrik Yöntem: Spektrofotometrik yöntem, suyun optik yoğunluğuna bakarak, içindeki katı maddelerin sayısını dolaylı olarak hesaplar. Bu yöntem, özellikle hızlı analizler için uygundur, ancak diğer yöntemlere göre daha az doğru olabilir.
Nano-lab Laboratuvarlar Grubu, Atık Sularda Toplam Katı Madde Tayini kapsamında hizmet vermeye devam etmektedir. Aynı zamanda Deniz Suyu Analizleri konusunda da hizmet vermekteyiz.
Daha fazla bilgi için bize ulaşın.
Hizmetlerimiz ile ilgili güncel haberler ve paylaşımlar için bizi LinkedIn üzerinden takip edebilirsiniz.
En yeni blog yazılarımızdan haberdar olmak için Instagram hesabımızı takip edin.